+90 (505) 013 21 00

Selektif Mutizm (Seçici Konuşmama) Nedir

dakika

Selektif mutizm, çocuğun konuşma becerisi olmasına rağmen belirli ortamlarda veya belirli kişilerle konuşamaması şeklinde ortaya çıkan bir kaygı temelli iletişim bozukluğudur. En sık okulda, öğretmenle veya sınıf arkadaşlarıyla iletişim kurarken görülür; çocuk bu ortamlarda sesi tamamen kilitlenmiş gibi davranabilir. Ancak evde, ailesiyle ya da kendini güvende hissettiği kişilerle tamamen normal ve akıcı bir şekilde konuşabilir. Bu durum yoğun sosyal kaygının konuşmayı engellemesidir.

Selektif Mutizm (Seçici Konuşmazlık)

Selektif Mutizm Belirtileri Nelerdir?

Selektif mutizm belirtileri, çocuğun bulunduğu ortama göre farklılık gösterir. Temel özellik, bazı ortamlarda beklenen düzeyde konuşamama durumunun tekrarlayıcı biçimde ortaya çıkmasıdır. Öne çıkan belirtiler şunlardır:

  • Evde yakınlarıyla konuşur; dışarıda/okulda ya da yabancılarla konuşmaz.
  • Sorulduğunda başını sallar, evet-hayır ile sınırlı cevaplar verir ya da tamamen sessiz kalır.
  • Sınıf içi etkinliklere, oyunlara katılmaktan kaçınma; öğretmenle iletişim kurmama.
  • Jest, mimik, işaret veya yazılı ya da nonverbal kanallarla sınırlı iletişim kurma eğilimi.
  • Okula gitmeyi reddetme, okul ortamında sık sık sıkıntı, kaygı veya ağlama.
  • Kaygıya bağlı fiziksel belirtiler: mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, titreme, terleme.
  • Zaman içinde sosyal çekilme, arkadaş edinmede güçlük ve akademik gerileme.
  • Konuşmadaki eksiklikin sürekliliği (en az bir ay) ve gelişimsel bir gecikme veya dil bozukluğunun eşlik etmemesi.

Belirtiler her zaman açık bir şekilde konuşmama şeklinde olmayabilir; bazı çocuklar fısıldar, mırıldanır veya mesaj yoluyla iletişim kurar. Değerlendirme yaparken çocuğun dil gelişimi ve işitme gibi organik nedenler dışlanmalıdır.

Selektif Mutizmin Nedenleri

Selektif mutizmin tek bir nedeni yoktur; genellikle biyolojik, gelişimsel, psikososyal ve çevresel etkenlerin karmaşık etkileşimiyle ortaya çıkar. Yaygın etkenler ve nasıl etkiledikleri:

  • Kaygı-sosyal fobi eğilimi: Sosyal durumlarda yoğun kaygı ve olumsuz değerlendirme beklentisi konuşmayı engeller. Selektif mutizm çoğunlukla sosyal anksiyete bozukluğunun bir alt tipiyle örtüşür.
  • Temperamental faktörler: Doğuştan gelen içe dönük, çekingen ve yüksek duygusal hassasiyet gösteren yapı (inhibited temperament) risk faktörüdür.
  • Ailevi/çevresel etkenler: Ailede kaygı bozukluğunun varlığı, aşırı koruyucu ebeveyn tutumları, aile içi stresler (taşınma, boşanma, ciddi hastalık) tetikleyebilir.
  • Dil-geçikmesi veya iletişim güçlükleri: Gerçek bir dil bozukluğu varsa konuşma kaygısı gelişebilir; ancak selektif mutizm tanısı için dil becerilerinin normal veya yaş düzeyine uygun olması beklenir.
  • Travmatik deneyimler: Sosyal travma, okulda olumsuz deneyimler veya aşağılanma sonrası konuşma kaçınması gelişebilir.
  • Çok dillilik/bilinçli geçiş süreci: Bazen ikinci dil ortamına yeni geçmiş çocuklarda dil yeterliliğiyle ilişkili tereddütler olur; ancak selektif mutizm tanısı konmadan önce dil yeterliliği değerlendirilmelidir.
  • Nörogelişimsel faktörler: Nadiren otizm spektrumu veya diğer nörogelişimsel bozukluklarla örtüşebilir; ayrıntılı değerlendirme önemlidir.

Sebep genellikle çok faktörlüdür; tedavi planı da bu çok boyutluluğu göz önünde bulundurmalıdır.

Seçici Konuşmama Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavide amaç, çocuğun kaygısını azaltmak, iletişim becerilerini güvenli ortamlarda kademeli olarak yeniden etkinleştirmek ve aile/okul ortamını destekleyici hâle getirmektir. Etkili tedavi genellikle çok disiplinli ve bireyselleştirilmişdir. Temel yaklaşımlar:

  1. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) temelli müdahaleler:

    Maruz bırakma (exposure) ve kaygı yönetimi teknikleri küçük adımlarla (basamaklı yaklaşım) uygulanır. Düşünce-davranış çalışmaları, çocuğun sosyal durumlara yönelik olumsuz beklentilerini değiştirmeye yardımcı olur.

  2. Davranışsal teknikler:

    Stimulus fading (güvenli bir model veya kişiyle başlanıp kademeli olarak uzaklaştırma), shaping (küçük konuşma hedeflerini ödüllendirerek ilerleme) ve contingency management (ödül sistemleri) sık kullanılır.

  3. Aile eğitimi ve danışmanlık:

    Ebeveynlere nasıl destekleyici, baskısız ve pekiştirici olunacağı öğretilir; ceza ya da ısrarcı zorlama zarar verir.

  4. Okul tabanlı müdahaleler:

    Öğretmen ile ortak plan; sınıfta düşük stresli görevler, sessiz görevlerden sözlü etkileşime kademeli geçiş. Okulun küçük değişiklikleri (oturma düzeni, yakın destek, güvenli görev partnerleri) çok etkili olabilir.

  5. Konuşma ve dil terapisi:

    İfade becerileri, pragmatik dil becerileri ve alternatif iletişim stratejileri geliştirme; dil gecikmesi varsa düzeltilmesi gerekir.

  6. Oyun terapisi ve etkileşimsel yöntemler:

    Çocuğun güvenli bir ortamda kendini ifade etmesini kolaylaştırır; terapist-çocuk etkileşimi aracılığıyla sesli iletişim teşvik edilir.

  7. İlaç tedavisi (gerektiğinde):

    Ağırlıklı sosyal anksiyete belirtileri varsa ve psikoterapi tek başına yetersiz kalıyorsa, SSRI tipi antidepresanlar uygun risk-fayda değerlendirmesi sonrası düşünülebilir. İlaç genellikle terapi ile kombine edilir.

  8. Multidisipliner planlama:

    Psikiyatri, psikoloji, konuşma terapisi, okul personeli ve aile birlikte plan oluşturur.

Tedavi süreçleri bireye göre değişir; erken müdahale genellikle daha kısa sürede ve daha kalıcı kazanımlar sağlar.

Selektif Mutizm Oyun Terapisi

Oyun terapisi, seçici konuşmama tedavisinde hem çocukla güven ilişkisi kurmak hem de sözel olmayan yollarla iletişim becerilerini açığa çıkarmak için sık kullanılan yaklaşımlardandır. Oyun terapisine dair ayrıntılar:

  • Amaç: Kaygıyı azaltmak, özgüveni desteklemek, dil ve sosyal becerileri oyun bağlamında geliştirmek.
  • Yöntemler: Serbest oyun, yapılandırılmış oyun, rol yapma, kukla oyunları, hikâye anlatımı ve oyun içi ödüllendirme.
  • Terapistin rolü: Sabırlı, sessizliği zorlamayan, modelleyici ve yönlendirici bir tutum sergiler; konuşmayı tetikleyecek oyun senaryoları hazırlar.
  • Teknik örnekleri:
    • Kukla oyunu: Terapist kukla ile konuşur, çocuğa başlangıçta kuklalar aracılığıyla tepki verme fırsatı verilir; zamanla çocuğun kukla ile konuşması teşvik edilir.
    • Rolleri azaltılmış etkileşim: Çocuğun sorumluluğu küçük tutularak (ör. sadece “evet/hayır” yanıtlarıyla başlayıp genişletme) aşamalı olarak konuşma hedefi büyütülür.
    • Ortam manipülasyonu: Güvenli bir oyun arkadaşı veya tanıdık yetişkin ile başlanıp yabancı ortam ve kişiler yavaşça tanıtılır.

Oyun terapisi, özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda etkili ve tolerabilitesi yüksek bir yöntemdir.

Selektif Mutizm İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi tek başına çözüm değildir; ancak şiddetli anksiyete, terapiye yetersiz yanıt veya eşlik eden ruhsal bozukluklar varlığında düşünülür. Temel bilgiler:

  • Hangi ilaçlar? Çocuk ve ergenlerde en sık kullanılanlar SSRI sınıfı antidepresanlardır (ör. fluoksetin, sertralin). Bu ilaçlar sosyal anksiyete semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Ne zaman başlanır? Terapötik yaklaşımlara yanıt sınırlı kaldığında, işlevsellik ciddi biçimde bozulduğunda veya eşlik eden ciddi kaygı/depresyon varsa. Karar multidisipliner değerlendirme ile verilir.
  • Etki ve süre: İlacın etkisi genellikle birkaç hafta içinde başlar; optimal etki değerlendirmesi aylar sürebilir. Tedavi süresi ve doz ayarı uzman tarafından dikkatle izlenir.
  • Yan etkiler: Bulantı, uyku değişiklikleri, iştah değişiklikleri, nadiren davranışta değişiklikler görülebilir; pediatrik popülasyonda intihar düşüncesi riski izlenmelidir (yakın takip gerekir).
  • Kombinasyon: İlaç, davranışçı ve okul temelli müdahalelerle birlikte kullanıldığında daha etkili olabilir.

İlaç başlama kararı uzman hekim tarafından risk-fayda değerlendirmesi yapılarak alınmalıdır.

Selektif Mutizm Etkinlikleri

Ev ve okul ortamında uygulanabilecek, konuşma pratiğini teşvik eden, düşük baskılı ve oyun temelli etkinlik örnekleri:

  • Kukla ve rol oyunları: Çocuğun kukla aracılığıyla konuşması teşvik edilir; önce terapist/ebeveyn kukla ile konuşur, sonra sıra çocuğa gelir.
  • Fısıltı oyunları: Bir sıraya fısıldama, fısıldanan bilgiyi başka birine iletme; sesli konuşmaya kademeli geçiş sağlar.
  • Gizli görev kartları: Çocuğa küçük “konuşma görevleri” içeren kartlar verilir (ör. öğretmene “Merhaba” demek). Görevler basitten zora doğru ilerler.
  • Eşleştirme oyunları (pairing): Güvenli bir akran veya yetişkin ile küçük görevleri birlikte yapma (ör. resim yaparken kısa cümle söyleme).
  • Günlük “kelime hedefi”: Her gün bir kelime söyleme hedefi koyma; aile ve öğretmen ölçülebilir olumlu geri bildirim verir.
  • Okulda küçük görevler: Sınıf dışında kısa sorulara yanıt verme, öğretmene kağıt uzatma gibi sözlü olmayan görevlerden sözlü görevlerine geçiş.
  • Ses kaydı ile çalışmak: Çocuğun kendini kaydetmesi ve dinlemesi; önce tek kelime, sonra kısa cümle.
  • Hikâye tamamlama: Başlatılan hikâyeyi tamamlaması için teşvik; başlangıçta yetişkin tamamlar, zamanla çocuk tamamlar.

Seçici Konuşmama Geçer mi?

Evet, çoğu durumda uygun ve zamanında müdahale ile seçici konuşmama belirgin biçimde iyileşir. Ancak prognoz bireysel faktörlere bağlıdır:

  • Olumlu prognoz faktörleri: Erken tanı ve müdahale, yüksek aile iş birliği, terapötik sürece düzenli katılım, okul desteğinin güçlü olması ve eşlik eden başka ciddi ruhsal/ nörogelişimsel bozuklukların olmaması.
  • Risk faktörleri (tedavi gerektiren, daha uzun seyir): Geç tanı, aile veya okul desteğinin zayıf olması, eşlik eden DEHB, otizm spektrumu veya ağır sosyal anksiyete, kronik olgun kaygı ve travmatik öykü.
  • Zaman çizelgesi: Bazı çocuklarda birkaç ay içinde anlamlı ilerleme görülebilir; bazı vakalarda düzelme aylar veya bir yılı aşkın süre alabilir. Uzun süreli takip gerekebilir.
  • Relaps riski: Stresli yaşam olayları, okul değişikliği veya yeterli destek sağlanmaması durumunda belirtiler yeniden artabilir; bu nedenle sürdürülen destek önemlidir.

Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır. Tanı ve tedavi için tek başına yeterli değildir. Durumun değerlendirilmesi ve doğru yönlendirme için uzman hocamızdan randevu almanız önerilir.

Uzman Dr. Bedia Taşdelen

Çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında yıllardır süregelen deneyimimle; duygusal, davranışsal ve gelişimsel sorunlar yaşayan çocuklara bilimsel yaklaşımlarla destek oluyorum.

Mesleki birikimimi güçlü kılan, üyesi olduğum saygın kurumlar:

  • ✔ Türk Tabipler Birliği
  • ✔ Ulusal Çocuk ve Gençlik Derneği
  • ✔ Türk Psikiyatri Derneği
  • ✔ Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği
Hemen Randevu Al
Kayseri Çocuk Psikiyatrist

Kayseri’de Uzman Desteği Almak İster misiniz?

Kliniğimiz Kayseri merkezde hizmet vermektedir.
Aşağıdaki haritadan konumumuzu inceleyebilir, randevu için iletişim sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.


💬 Yardım ister misiniz?
Merhaba, 👋
Yardımcı olmamızı ister misiniz?